Bize Ulaşın

Basit Yargılama Usulü

  1. Ana Sayfa
  2. Yayınlarımız
  3. Basit Yargılama Usulü
Basit Yargılama Usulü

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 251 uyarınca Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken hâkim için basit yargılamayı uygulamanın bir zorunluk olmadığıdır. Keza Yargıtay bu konuyu net bir biçimde açıklamıştır[1]. Basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır.

Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.

Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, failin güttüğü amaç ve saiki, göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.

Bu temel ceza sonrası; beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarından birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.

Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

 

HANGİ HALLERDE UYGULANMAZ?

Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.

Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.

1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda basit yargılama usulü uygulanmaz.

VERİLEN KARARA İTİRAZ VE SONUÇLARI

İtiraz kanun yolu başvuru süresi; asliye ceza mahkemesi tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gündür. İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.

Mahkeme, duruşma açtıktan sonra basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde indirim korunur.

İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.

 

 

[1] Somut dosya kapsamında, öncelikle sanığın mahkumiyetine konu sair tehdit suçunun, 5271 Sayılı Kanun'un 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, ancak 5271 Sayılı Kanun'un 251/1. maddesinde yer alan düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, basit yargılama usulünün uygulanmasının bir zorunluluk olmadığı, tamamen "hakimin takdir hakkına ilişkin olduğu", Mahkemesince de "takdiren basit yargılama usulünün uygulanmadığı" hususunun 15/10/2020 tarihli karar duruşmasında açıkça belirtildiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” (Yargıtay, 4. Ceza Dairesi, E. 2021/30751, K. 2021/ 27272 sayılı karar)