Bize Ulaşın

İntihara Yönlendirme Suçu

  1. Ana Sayfa
  2. Yayınlarımız
  3. İntihara Yönlendirme Suçu
İntihara Yönlendirme Suçu

Ahlaken uygun görünmeyen bir eylem olan intihar veya intihara teşebbüs olgusu, bizatihi cezalandırılabilir bir davranış niteliği taşımamaktadır. Buna karşılık, bir başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişinin bu fiilleri cezalandırılabilir niteliktedir.

 İntihara yönlendirme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 84. maddesinde Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım edenşeklinde düzenlenmiştir. İntihara yönlendirme suçunda korunan hukuki değer insan hayatıdır. Şikâyete tabi değildir. İntihara yönlendirme suçunun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

İNTİHARA YÖNLENDİRME SUÇUNUN UNSURLARI

  • İntihara azmettirmek

Suçun azmettirme unsurundan bahsedebilmek için öncelikle kişinin aklında bir intihar düşüncesinin olmaması gerekmektedir. Aksi takdirde suçun diğer unsurlarından birini konuşmamız gerekmektedir. Azmettirmek TDK’ye göre “Bir suçu veya herhangi bir işi kesinlikle yapmasına karar verdirmek” anlamına gelmektedir. İntihara azmettirme açısından önemli olan azmettirme durumunun mağduru etkileyerek intihar girişimine sürüklemek için elverişli olmasıdır.[1]

  • İntihara teşvik etmek

İntihar etmeyi düşünen ve fakat henüz bu konuda kararını tam olarak vermemiş olan kişiyi intihar kararı verdirmeye yöneltmektir. Teşvikte, mevcut olan ancak ortaya çıkmamış bulunan intihar düşüncesi uyandırılmakta ve kişi intihara özendirilmektedir.[2]

  • İntihar kararını kuvvetlendirmek

Kısaca, aklında intihar fikri mevcut olan kişinin o fikri hayata geçirmesi için cesaret verilmesidir.

  • İntihara yardım etmek

Kanun koyucu “herhangi bir şekilde” ibaresi kullanması sebebiyle bu unsurda sınırlı bir fiil sayımı yapılamamaktadır. İntihara yönlendirme sonucuna sebep olan ve seçimlik sayılan diğer hareketler dışındaki tüm davranışlar bu kapsam dâhilinde kabul edilir.[3]

 

  • Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle intihara mecbur etmek

Özellikle suçun cebir veya tehdit kullanmak suretiyle intihara mecbur etmek unsurunda dikkat edilmesi gereken mağdur üzerinde çok yoğun bir biçimde mecburiyet hissi uyanıp uyanmadığıdır. Mağdurun kendisinin intiharından başka bir çıkış yolu bulamaması halidir[4].

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ HÂL

Maddenin ikinci fıkrasında, intihara yönlendirme suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli düzenlenmiştir. İntihara yönlendirmenin cezalandırılabilmesi için, kişinin intihar etmesi şart değildir. Sanık tarafından seçimlik hareketlerden birinin hayata geçirilmesi sonucunda intihar gerçekleşirse suçun cezası dört yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır.

İNTİHARA YÖNLENDİRME SUÇUNDA CEZAYI ARTIRAN HALLER

Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNA DÖNÜŞÜMÜ

Başkasının intihar fiili veya intihar edenin iradesi üzerinde hâkimiyet kuran kişilerin, artık intihara yönlendirme suçundan değil, kasten öldürme suçunun doğrudan veya dolaylı faili olarak cezalandırılmaları gerekmektedir. Başka bir deyişle, intihar fiiline faillik türlerinden birisiyle iştirak edilmesi hâlinde, fiil artık intihara yönlendirme suçunu değil, kasten öldürme suçunu oluşturacaktır.

Örneğin; evinin tavanına astığı iple intihar etmek isteyen kişi, arkadaşından altındaki sandalyeye tekme atmasını rica etse ve arkadaşı da intihar edenin o isteğini yerine getirse, bu durumda kasten öldürme suçundan söz edilmelidir. Çünkü, bu olayda intihar etmek isteyen kişi, kendi hareketiyle kendisini öldürmemekte, bir başkasının hareketiyle öldürülmüş olmaktadır.

İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

Yargıtayın bir kararında; sanık tarafından sevgiliye uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddet sonrasında kadının beşinci kattan aşağı atlayarak öldüğü olayda TCK'nin 84 /4. maddesi yollamasıyla TCK'nin 81. maddesi gereğince sanığın kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir.[5]

KARŞILIKLI İNTİHAR

Öğretide “ikili ölüm”, “karşılıklı intihar” kavramlarıyla açıklanan durum iki kişinin birlikte intihar etmesidir. Örnek olarak iki sevgilinin el ele köprüden aşağı atlamasını verebiliriz. Ceza kanunu karşılıklı intihara ilişkin bir düzenleme yapmamıştır. Bu durum öğretide çeşitli görüşlere sebebiyet vermiştir.

Benimsediğimiz bir görüşe göre şayet karşılıklı olarak bir intihara azmettirme ya da maddi-manevi nitelikte yardım ile intihara yönlendirme söz konusuysa hayatta kalan kişinin TCK’nın 84. maddesinden sorumlu olması gerekmektedir. O hâlde, karşılıklı rıza ile gerçekleşen ve TCK’nın 84/1. maddesi kapsamında görülen eylemin faili, intihara yönlendirme suçundan sorumludur.[6] Yargıtayın bu görüşü benimsediği kararlar mevcuttur.

Nitekim Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin, E. 2013/4118, K. 2013/7481 sayılı kararı 14.03.2010 tarihinde B.'in K.'e ilaçları getirip getirmediğini sorduğu, K.'in de getirdiğini söylemesi üzerine ilaçları paylaştıkları, önce K.'in içmeye başladığı, B.'in de ilaçları içtiği, bir süre sonra hastaneye gittikleri ve tedavi sonucu yaşama döndürüldükleri olayda, intihar etmeyi sanık B.'in teklif ettiği ve intihar etmekte kullanılan ilaçları sanığın isteği üzerine mağdurenin temin ederek getirdiği anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan intihara yönlendirme suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeksizin, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” şeklindedir.

Yine nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2016/1323 E., 2021/314 K. sayılı kararı “Suça sürüklenen çocuk ...’nın maktulle birlikte almış olduğu intihar kararı doğrultusunda sevk ve idaresindeki aracı ... Nehri’ne doğru sürerek, maktulü intihara azmettirme ve teşvik etme hareketlerinin yanında, son anda intihar fikrinden vazgeçmesine rağmen aracı nehre doğru sürmeye devam etmek suretiyle tek başına ölümü meydana getiren icra hareketini de gerçekleştirmesi, maktulün yaşamına son verme konusundaki rızasının, üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka yönelik olmaması nedeniyle hukuken geçerli sayılmaması karşısında; suça sürüklenen çocuğun eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.” şeklindedir.

SİNİR VE ŞAKA HALİ DEĞERLENDİRMESİ

            İntihara yönlendirme suçu her hal ve şartta oluşmamaktadır. Kimi hallerde tarafların birbirlerine şaka kastıyla veya anlık duygu yoğunluğuyla söylemiş olduğu sözler dikkate alınarak intihara yönlendirme suçu oluşmuş denilemez.  Nitekim Yargıtay, 1. Ceza Dairesi, E. 2011 / 7369, K. 2013 / 6272 sayılı kararı “Sanığın sabah işten evine geldiğinde, reşit olmayan kızı mağdur Z.'nın erkek arkadaşından hamile kalarak bir kız çocuğu doğurduğunu öğrendiği, duyduğu derin üzüntü ve kapıldığı infial ile mağdurun da annesi olan eşi tanık N.'a Z.'ya söyle, kardeşlerini, annesini, babasını düşünüyorsa kıysın canına, intihar etsin” diyerek mağdura mesaj gönderdiği anlaşılmış ise de; davaya konu sözlerin kızgınlıkla tepkisini göstermek için söylendiği, sözleri mağdura ileten annesi N.'nin kızına aynı zamanda "kafana takma" diyerek bu sözleri ciddiye almaması gerektiğini belirttiği, mağdurun da sanığın sözlerini önemsemediğinin anlaşıldığı olayda; sanığın suç işleme kastı bulunmadığından beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,” şeklinde olup bu husus vurgulanmıştır.

           

 

 

[1] ARTUK Mehmet Emin/GÖKCEN Ahmet/YENİDÜNYA Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s.216.

[2] Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2016/1323 E., 2021/314 K. 29.06.2021 T. sayılı kararı

[3] KELEŞ, Canberk, “Türk Ceza Hukukunda İntihara Yönlendirme Suçu”, Yüksek Lisans Tezi, s.67.

[4] “Sanıkların olay öncesi...’a saldırıp senin ölmen gerekirdi şeklinde tehdit içeren sözler sarf etmeleri, zorlayıcı nitelikte cebir uygulamaları, olayın gerçekleştiği yörede namus kavramına verilen değer gözönünde bulundurulduğunda sanık ...’e ait korucu silahının maktulenin olduğu odaya bırakılması, bu suretle maktul üzerinde tahakküm kurularak intihara mecbur edilmesiyle birlikte maktulün yaşı ve içine düştüğü ruhsal ve fiziksel baskı durumu dikkate alındığında, sanıklar hakkında TCK’nin 84/4. maddesinde yazılı intihara mecbur etmek suretiyle nitelikli kasten öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde suç vasfında yanılgılı değerlendirme sonucu intihara yönlendirme suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin, 2020/4388 E., 2021/740 K., 09.02.2021 T. kararı)

[5] “Maktulün gördüğü cebrin ve şiddetin sonucunda evinin 5. kat balkonundan atlamak zorunda kaldığından, sanığın TCK'nin 84 /4. maddesi yollamasıyla TCK'nin 81. maddesi gereğince cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılarak olası kastla öldürme suçundan hüküm kurulması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin, E. 2021 / 7651, K. 2021 / 13062, T. 5.10.2021 kararı.)

[6] TULAY, M. Emre, “Türk Ceza Hukukunda İntihara Yönlendirme Suçu”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 26, Sayı 2, Aralık 2020, s. 822.