Bize Ulaşın

Marka Hukukuna İlişkin Genel Bir Değerlendirme

  1. Ana Sayfa
  2. Yayınlarımız
  3. Marka Hukukuna İlişkin Genel Bir Değerlendirme
Marka Hukukuna İlişkin Genel Bir Değerlendirme

Marka Hukukuna İlişkin Genel Bir Değerlendirme

YİDK kararlarının iptali, davası kurulun vermiş olduğu nihai kararlara karşı bildirim itibaren iki ay içinde Ankara Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açılabilecektir. YİDK kararının iptalini, başvuru sahipleri veya menfaati etkilenen üçüncü kişiler açabilecektir. Bu davayı üçüncü kişinin açması durumunda davalı olarak kurum ile başvuru sahibinin gösterilmesi gerekir. Davayı başvuru sahipleri açar ise davalı, hem kurum hem de itiraz sahibi üçüncü kişi olacaktır. Üçüncü kişilerin iptal davası açabilmesi için itiraz süresi içerisinde itiraz başvurusu yapmış olması şarttır.

Markanın hükümsüzlüğü marka hakkının sona erme hallerinden biridir. Hükümsüzlük baştan beri var olan sebeplerden ileri gelmektedir. Bu sebeple markanın iptali ile farklı kavramlardır. Hükümsüzlük, mutlak ve nispi ret sebepleri olmasına rağmen markanın tescil edilmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. SMK md. 25/1’e göre hükümsüzlük halleri açısından SMK md. 5’te düzenlenen mutlak ret sebepleri ile SKM md. 6’da düzenlenen nispi ret sebeplerine atıf yapılmıştır. Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi durumunda bu karar marka başvurusunun yapıldığı tarihten hüküm ve sonuç doğuracaktır (SMK md. 27/1). Hükümsüzlük kararı şeklen kesinleşmesi ile birlikte mahkemece karar kuruma bildirilmesine müteakip terkin işlemi yapılarak bu bültende yayınlanır. Bu karar herkese karşı hüküm doğurmaktadır (SMK md. 27/5).

SMK md. 27/3-a’ya göre, hükümsüzlük kararından önce dava konusu markaya ilişkin olarak marka hakkına tecavüz davasının kesinleşmiş ve uygulanmış olması durumunda hükümsüzlük kararı bu durumu etkilemeyecektir. Tecavüz davası kesinleşmiş olmasına rağmen karar henüz icra edilmemiş olması durumunda hükümsüzlük kararı geçmişe yürüyecektir.

SMK md. 27/3–b’de ise karardan önce kurulmuş ve uygulanmış sözleşmeler hükümsüzlük kararından etkilenmez. Bu sözleşmeler uyarınca ödenmiş olan bedelin kısmen veya tamamen iadesi hakkaniyete uygun düştüğü ölçüde istenebilir.

Markanın iptali, markanın hükümsüzlüğü kavramından farklı olup, tescilden sonra marka sahibinin nezdinde ortaya çıkan sebeplerle marka hakkının sona ermesidir. Hükümsüzlük hali tescil sırasında var olan ve tescile engel haldir. Bunun yanında iptal ise marka hakkı sahibinin hareketleri veya hareketsizliği neticesinde sonradan ortaya çıkan durumdur. Hükümsüzlük geçmişe etkili iken iptal geleceğe etkilidir.

SMK md. 27/3-a’ya göre iptal kararından önce, markanın hakkına tecavüz nedeniyle açılmış davalarda verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar, iptal kararının geriye dönük tesirinden etkilenmeyecektir.

Patent, tasarım, faydalı model, coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarının hükümsüzlüğü halleri SMK’de düzenleme altına alınmıştır. Tüm bu sınai haklar bakımından ortak olarak tescil engeli olmasına rağmen tescilin gerçekleşmesi durumunda hükümsüzlük hallerinin var olduğu kabul edilecektir. Yine tüm bu sınai haklar bakımından verilecek hükümsüzlük kararı geçmişe etkili olarak sonuç doğuracaktır. Ayrıca bu kuralın istinası da bu sınai haklar bakımından benzer şekilde düzenlenmiştir. Buna göre hükümsüzlüğe karar verilmeden önce; patent, tasarım, faydalı model, coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları haklarına tecavüz sebebiyle verilen hukuken kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar, hükümsüzlüğe karar verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmeler hükümsüzlük kararlarından etkilenmeyeceklerdir.

                                                                                                                                                          Av. Sefa Berat KARABAĞ